Babam: “Bak, işte deniz!” diye, bana pencereden denizi gösterdiğinde, denizin trenin biraz ötesinden başlayan ve biraz uzakça da olsa, karşı taraflarda kıyıları görünen bir su olduğunu görünce, şaşırmıştım. Çünkü deniz, hiçbir yerden başlamamalıydı, onun, hiçbir yerden başlayan bir sınırı olmamalıydı. Oysa şimdi bana deniz diye gösterilen yer, hemen ayağımızın dibinden başlıyor ve karşı taraflarda bir yerlerde de bitiyordu.